Fuat Önen posted on September 04, 2021 00:00
Fuat Önen
Türk demokrasisi yine bizi gerdi. Özellikle seçim dönemlerinde, kürt siyaseti içinde bir demokrasi tartışması gelişir. Her seçim döneminde bu seçimin tarihi bir seçim olduğu söylenilip, kürtler sandık başına çağırılır. Kürtlerin seçimlerde anahtar role sahip oldukları iddia edilir. 76 yıldır bu seçimlerden tarihi bir sonuç çıkmadığı gibi, kürt oylarının açtığı bir kilit de olmadı. Yine kürt siyaseti yıllardır Türkiyedeki demokrasi güçlerinden söz eder onlarla ittifakın hayati önemine vurgu yapar.
Bu demokrasi güçleri belirsizdir. Konjonktüre göre değişir. Bu gün demokrasi güçleri sayılanlar pekala yarın demokrasi düşmanı olabiliyorlar. Aslında onlarda bir dönüşüm yoktur. Bizim onlara yüklediğimiz demokratlık sanısıdır olup biten.
Türkiye için demokrasi talep edenlerin aynı anda Kürdistanda işgalci-jenosidçi olduklarını anlamak zor değilse de, siyasetçilerimiz kendilerini bu demokrasi güçlerine mecbur saydıkları için, olmasa da yaratmaya çalışırlar. AKPnin 20 yıllık iktidarı döneminde önce yeşil faşizm (2002-2008), sonra demokrat (2008-2015) ve nihayetinde(2015-....) faşist bir parti olarak değerlendirilmiş olması kimseyi şaşırtmıyor. Benzer değerlendirmeler CHP için de yapılmıştır. Son günlerde erken seçim ve "çözüm süreci" iddiaları ortaya atılınca, türk demokrasisine katkı için özellikle legal partilerimizin pozisyon aldıklarını görüyoruz.
Bazı türk siyasi partileri ile (CHP, DEVA, GELECEK vs) görüşme trafiği, yeniden kürt siyasetine Türkiye demokrasisine sahip çıkma misyonu yükleme çabaları hızlanmaktadir. HDP her zaman olduğu gibi türkiyeyi böldürtmeme misyonu ile iki ittifak arasında mekik dokumayı sürdürmektedir.
Yine her seçim öncesinde olduğu gibi Kürdistandaki ayrılıkçılar demokrasinin önemini anlamamakla hatta demokrasi karşıtı olmakla suçlanacaklardır. Bu nedenle kürdistan meselesinin çözümü ve Türkiye demokrasisi ile ilgili tutumumuzu tekrarlamak gereği duydum. Kürdistan meselesinin çözümünü mevcut devlet sınırları içinde programlayan kürdistani örgütler otonomi, federasyon programlarına sahipler. Legalite üzerinden ve şiddeti kategorik olarak red eden partiler Türkiyede demokrasinin gelişmesinin mücadeleleri için uygun bir ortam oluşturacağını düşünerek, demokrasi mücadelesine özel bir önem vermekteler. Bu anlaşılır bir tutumdur. Sonuç itibarı ile bu mesele anlaşılarak çözülecekse, parlamenter mücadeleyi önemsemek Türkiye tarafında "demokrasi güçleri" aramak ittifaklar düşünmek anlaşılırdır.
Türkiyenin demokratikleşmesini, kürdistan meselesinin, Türkiyedeki kürt azınlık ulusu meselesinin çözümünün önşartı ya da olmazsa olmazı olarak gördüklerini düşünmek yanlış olmaz. Ayrılıkçılar bu denklemin yanlış olduğunu ve baş aşağı durduğunu düşünürler. Türkiyenin, Kürdistan devletleşmeden, kürt azınlık ulus sorunu ve diğer etnik, dini, kültürel azınlıklar sorunu çözülmeden demokratikleşemiyeceğini savunurlar. Kürtlerin ulus ülke hakikatlarını tanımayan hiç bir parti, hareket, çevreyi demokrasi gücü olarak görmezler.
Türkiyede bu hakikatı tanıyan bir kaç sol parti dışında bir siyasi hareket yoktur. Marjinalize olmuş bu gruplar da kendilerini demokrasi gücü değil, "sosyalizm" gücü olarak tanımlarlar ve bu tanım gereği de Kürdistanın devletleşme hakkını savunmak durumundadırlar. Biz bu çevreleri anlıyor, siyasal programlarını benimsemesek de ulusal mücadelede birlikte olacağımız güçler olarak görüp, iş-güç birliği yapmaya çalışıyoruz. Onları kürdistan devrimine, devletleşmesine karşı ya da düşman güçler olarak da görmüyoruz.
Ancak her seçim döneminde ayrılıkçıları (milliyetçi, sosyalist, komünist, liberal, dindar) demokrasi mücadelesini anlamamak hatta karşı olmakla suçlamak da bir adet ya da moda haline dönüştü.
Ayrılıkçılar demokrasi karşıtı değiller. Sadece demokrasiyi sizlerden farklı anlıyorlar. Demokrasi derken (demokrasi bir devlet biçimi olduğu için) Kürdistanın devletleşmesini hedefliyorlar. Ayrılıkçılar Kürdistanda demokrasinin ulusal-demokratik devrim meselesi olduklarını bilirller. Demokrasi bir devletin vatandaşları ile olan ilişkilerini düzenler, komşuları ile olan ilişkilerini değil. Ayrılıkçılar da Kürdistanda demokratik bir devlet inşa etmek için varlar. Sonuç olarak türk demokrasisi bizleri germesin. Birbirimize eleştirel bir anlama çabası ile yaklaşırsak, birlikte davranıp işgalci"demokratları gerebiliriz.