Fuat Önen posted on June 09, 2021 22:42
İngilizler, Kürdistan Cumhuriyet’ine başından beri karşı çıktılar, onun iki dinamiği var. Sovyetlere gelince, sanıldığının aksine herkes, Kürdistan Cumhuriyeti'ni, Sovyetler Birliği'nin kurduğunu, ilan ettiğini düşünüyor. Aslında Sovyetler Birliği, Kürdistan Cumhuriyeti'ne karşıdır. İran merkezi iktidarını ürkütüp, bunun tümüyle, Batı kampına kayması kaygısına sahiptir. Onun için Kürdistan Cumhuriyeti'ne karşıdırlar. Azerbaycan Demokratik Halk Cumhuriyeti, ki o da otonom bir cumhuriyettir, İlan edildikten sonra, Kürdistan Cumhuriyeti'nin, Azerbaycan içinde otonom bir bölge olmasını dikte etmiştir, Kürt hareketine. Aslında, Kadı Muhammed, ılımlı biri ve bu önerinin kabul edilebileceğini düşünenlerden biri ama sonra parti içinde; özellikle, KOMELA JEKAF’tan gelen kadroların bastırmasıyla, “Hayır biz ayrı bir otonom Cumhuriyet olacağız. ” diyorlar.
Yani Kürdistan Cumhuriyet’i, aslında otonom bir Cumhuriyet, yani böyle bağımsız bir devlet değil. Ha bunu, kuranların gönlünde, hedeflerinde, bağımsızlık var mıdır? Vardır mutlaka, ama zaten bu Cumhuriyet ilan edildiği zaman, meşruiyetini İran anayasasındaki, encümani vilayet ve eyalet yasasından, almaktadır. O yasaya göre, İran'ın idari rejimi, çok ilginçtir, çok az araştırılmış bir alandır o alan, bazı eyaletleri ve vilayetleri, otonom hale getirebiliyorlar. Azerbaycan Cumhuriyeti de Kürdistan Cumhuriyeti de meşruiyetini bu yasaya dayandırıyor. İran Merkezi devlet de böyle bir şeyin olamayacağını söylüyor, zaman zaman bazı tavizleri de konuşuyorlar.
İngiltere başından beri onun için karşı; -iki nedenle karşı- bir, zaten Irak deneyimleri var, Irak'ta İngiliz iktidarını, 1920'lerden beri esas tehldit eden Kürdistanlılar, Şêx Mahmûdê Hefid’den bu yana, sonrasında Mele Mustafa Barzani. orada Irak Devleti ile savaşırken, İngiliz bombardımanına uğruyorlar.
İkincisi, onların alternatifi İran merkezi devletidir. Ve bu merkezi devletin parçalanmamasını istiyorlar. Belki merkezi bir iktidarın kalmasını istiyorlar. Onun için İngiltere, doğrudan anti-Kürt, Kürt karşıtı bir siyaset izliyor,
Savaşın başından sonuna kadar, Amerika Birleşik Devletleri, görece, tarafsız diyebileceğimiz, bir tutum izliyor. Bir Kürdistan karşıtlığını görmüyoruz ama oradaki Kürt liderlerinin, bütün ısrarlarına, çabalarına rağmen, bir türlü, Amerika Birleşik Devletleri ile de bir ilişki kuramıyorlar. ABD buna da pek yol vermiyor. Fakat doğrudan, bir İngiltere gibi Kürt karşıtı bir politikası yok.
Sovyetler ise, Potsdam Antlaşması'ndan sonra; yani işte, bu ikinci savaşı bitiren Yalta ve Potsdam anlaşmalar var. Başlangıcı 1943'te ki Tahran anlaşmasıdır. Potsdam anlaşmasından sonra zaten, İran, batı kampına aittir. Sovyetler Birliği, 46 başında, İran'ı terk edeceğini garanti etmiştir. Ancak Sovyetler Birliği, İran’ı terk ederken, İran içinde nüfuz sahibi olmak istemiştir. Azerbaycan ve Kürdistan Cumhuriyeti'ne verdikleri desteğin esası budur. yani bu devlet, nasılsa batı kampında olacak, ama içinde bari, bizim de nüfuzumuz olsun çabasıdır, yoksa Sovyetlerin, İran'ı parçalamak, bağımsız bir Kürdistan devleti kurmak gibi hedefi de yoktur.