×
PKK û Desthilata li Başûrê Kurdistanê

PKK û Desthilata li Başûrê Kurdistanê
Di van şerdan de eger PKK dixwaze ber bi axa Başûr ve paşve here, divê bi hikûmeta Başûr re li hev bike û li gorî serwerîya Başûr tevbigere. Na, heke PKK serwerîya Başûr nas nake divê di qada şer de bimîne û li dijî hicûmên dewleta dagirker têbikoşe....

Mirovê Aqil: Mîthat Sancar
Fuat Önen
Mirovê Aqil: Mîthat Sancar
Di dawîya sala 2012yan de pêvajoyeke nû li Îmraliyê hat li darxistin. Çarçoweya vê pêvajoyê di peyama Ocalanî ya di Newroza 2013yan de hate destnîşan kirin. Di wê peyamê de işaretî 3 ruhan û xwişk û biratîyekê dihat kirin. Gîyanên ku dê “Kêşeya...

Du fîgurên 23-24ê Nîsanê: Mîthat Sancar û Firat Aydinkaya
Fuad Onen
Du fîgurên 23-24ê Nîsanê: Mîthat Sancar û Firat Aydinkaya
Yek ji wan (Mîthat Sancar), hewl dide ku meclîsa tirkan, dewleta tirkan, Ataturkê tirkan û ataturkçîtîya tirkan li pêş çavên me xweş bike. Yê din jî (Firat Aydinkaya), hewl dide ku kurdan li pêş çavên me reş bike,...

BANGA HELWÊSTGIRTINEKE BI RÛMET
Fuad Onen
Dewleta Tirkîyê, li sê parçeyê Kurdistanê şerekî tûnd û dagirkerane dimeşîne. Li gorî rayedarên Sîstema Serwerîya Tirk, ev şer ji bo wan mijara bekayê (mayin-nemayinê) ye. Her çend rayedar û berdevkên vê sîstemê vî şerî weke li dijî terorê bi nav bik...

DIVÊ KURD YEKÎTÎ Û SERXWEBÛNA KURDISTANÊ JI XWE RE BIKIN MIJARA MAN Û NEMANÊ
Fuad Onen
DIVÊ KURD YEKÎTÎ Û SERXWEBÛNA KURDISTANÊ JI XWE RE BIKIN MIJARA MAN Û NEMANÊ
Diplomasî, sîyaseta nazenîn e. Ji bo diplomasîyeke baş, berî her tiştî siyasteke baş, yekgirtî û Kurdistanî pêwîst e. Li başûrê welatê me mixabin siyaseteke bi vî rengî ne serdest e. Parlamana me heye, hikumeteke me heye lê siyaseteke serxwebûnxwaz û...

Dewleta Tirkan nikare bi serê xwe li Qendîl ê operasyoneke leşkeri bimeşîne
Fuad Onen
Dewleta Tirkan nikare bi serê xwe li Qendîl ê operasyoneke leşkeri bimeşîne
Qendîl rêzeçîya ye û di sêkoşeya başûr, bakur û rojhilatê Kurdistanê de dimîne. Dagirkirina wê derê ne ew çend hêsan e. TC çima di vê deme de qala dagirkirina Qendîlê dike? Li Tirkîyê hilbijartin heye, argumenta her du bereyên dagirker (Cumhur û Mill...

HILBIJARTINA TIRKAN, HDP Û HELWESTA HIN PARTÎYÊN KURDAN
Fuad Onen
HILBIJARTINA TIRKAN, HDP Û HELWESTA HIN PARTÎYÊN KURDAN
Em nabêjin ku hilbijartina Tirkan me aleqedar nake, em dibêjin ku ev hilbijartina dewleteke dagirker e, hebûna dewleta Tirkan li Kurdistanê ne rewa ye, ev dewlet bi hemû dam û dezgehên xwe dagirker e û divê ev dewlet ji bakur-rojavayê Kurdistanê derk...

HILBIJARTINÊN DEWLETÊN DAGIRKER Û HELWESTA KURDAN
Fuad Onen
HILBIJARTINÊN DEWLETÊN DAGIRKER Û HELWESTA KURDAN
Ne xwezayî ye ku sîyasetmedarên Kurdan wek yên Tirkan bipeyivin, nakokîyên di nav sîyaseta Tirkan de mezin bikin û di nav sîyaseta Tirkan de ji xwe re li cîyekî bigerin. Divê sîyasetmedarên Kurdistanê zanibin ku ev ne hilbijartina me ye, ev hilbijart...

TÊKÇÛNA ŞERÊ CEBHEYA KERKÛKÊ
Fuad Onen
TÊKÇÛNA ŞERÊ CEBHEYA KERKÛKÊ
Şerê li cebheya Kerkûkê rû da, bersîva dewletên dagirker û parêzerên sistemê ye. Di vê cebheyê de em têkçûn. Berpirsê vê têkçûyinê yê yekem Serok Barzanî ye. Ev bêyî ku em hûrgilîyên şerê cebheya Kerkûkê bizanibin wisa ye. Serokatî ne ciyê gazindan c...

YEKÎTÎYA KURDAN Û YA PARTÎYÊN KURDAN JI HEV CUDA NE
Fuad Onen
YEKÎTÎYA KURDAN Û YA PARTÎYÊN KURDAN JI HEV CUDA NE
Di nav tevgerên rizgarîya neteweyî de kesî bi qasî tevgera rizgarîya neteweyî ya Kurdan nîqaşên teorîk nekiri ye. Em di nivîsarên Ho Shi Min, Amilcar Cabral, Mahatma Ghandi, Fidel Castro û yên wekî wan de tûşî nîqaşên teorîk li ser netewe an netewepe...

Page 1 of 5First   Previous   [1]  2  3  4  5  Next   Last   
23

1-Suriye Rejimi ile SDG arasında bir antlaşmanın varlığı söz konusu. SDG  Türkiye ve beraberindeki örgütlerle ile mücadele yöntemi olarak Suriye Rejimi ile anlaştı. Bu anlaşmanın içeriğine baktığımızda ön planda tutulan şey, Suriye topraklarının güvenliğinin sağlanması olarak ele alındı. Bu anlaşmanın Kürtlere getirisi veya kaybı nedir? Nasıl değerlendirmek gerekir?

C.1- Öncellikle şunu belirtmeliyim, tartıştığımız konu Türkiye Devletinin Batı Kürdistan’ın bir bölümünü işgal seferidir. Afrin işgalinin devamı sayıyoruz. Bu işgalci ve jenosidal hedefli bir seferdir. Türk Devlet Başkanı, Birleşmiş Milletlerde şemalar göstererek, Batı Kürdistan’a iki milyon Arap mülteci yerleştirmek niyetinde olduğunu söylemiştir. Batı Kürdistan’dan Kürtleri sürerek, arapları yerleştirmeye çalışmak, demografik değişiklik üzerinden etnik temizliktir ve jenosidal bir eylemdir. İnsanlığa karşı işlenen suçlardandır. Maalesef bu jenosidal hedef BM tarafından mahkum edilmemiştir. Bu anlamda BM, bu jenosidal konuşmayı mahkum etmediği için kendi hukukunu çiğnemiş, Birleşmiş Milletler değil, Birleşmiş devletler olduğunu bir kez daha göstermiştir.

        Girêspî-Serêkanîyê cephesinde askeri olarak yenildik. Bu yenilginin nedeni açıktır. Güney ve Batı Kürdistan’da artık partizan savaşı vermiyor bir coğrafyayı, yurdumuzun bir parçasını savunuyoruz. Yurt savunması, günümüzde, ancak devletleşerek ve devletlerin elindeki silahlara sahip olarak yapıla bilinir. Partizan savaşı, işgalcilere karşı verilen bir yıpratma savaşıdır. Uzun sürelidir ve işgali sürdürmenin, işgale son vermekten daha masraflı olduğunu göstermek amacındadır. Kürdistan’da bu savaş yüz yıldır sürüyor. Ancak partizan savaşından, cephe savaşına yani toprak koruma savaşına geçildiğinde, devletin elindeki silahlara sahip olmadığınız ya da daha güçlü devletler, devletlerarası kurumlar tarafından garantiye alınmadığınız zaman bu tür cephe savaşlarında yenilgi kaçınılmazdır.

        Bu yenilginin temel nedenlerinden birisi ABD ile kurulan ilişki biçimidir. Hiçbir siyasi anlaşmaya gidilmeden yapılan askeri işbirliği, yenilgiye yol açmıştır. Üstelik bu askeri işbirliği için temel siyasi hedeflerden vazgeçilmiş, Batı Kürdistan yerine Kuzey Suriye mücadele sahası olarak kabul edilmiştir. Kuzey-Doğu Suriye adında bir vatan yoktur. Suriye’nin kuzey-doğusu Arap toprağıdır ve çoğunlukla Sünni Arapların yaşadığı bir coğrafyadır. Suriye toprağıdır. Batı Kürdistan ise Suriye’nin kuzeyindeki Kürdistan parçasıdır ve Suriye’nin işgali altındadır. Kuzey Suriye bir ABD projesi idi ve şimdi ABD batı Kürdistan’dan çekilerek Kuzey Suriye gitmiştir. Bunu yaparken de TC seferine yol vermiş, katliama, işgale çanak tutmuştur.

       TC bu seferinde dünyada yalnız kalmıştır. Başta ABD içinden olmak üzere AB, Arap Birliği ve tüm dünyadan bu sefere itiraz sesleri yükselmiştir. Kürt siyaseti bu olumlu havayı iyi değerlendirmeli ve siyasal hedeflerini (bağımsız Kürdistan) yükselterek mücadeleyi sürdürmelidir. Dünyadaki bu olumlu havaya verilecek en ciddi cevap, bağımsızlık hedefinde ulusal birliktir. Dünya bu seferi Kürtlere yönelik bir saldırı olarak tanımlayıp karşı çıkarken, bazı Kürt partilerinin hala birlikte yaşamaktan, barıştan, savaşa karşı olmaktan söz etmeleri utanç vericidir. Bu tutum Kürtleri fikri açıdan silahsızlandırırken, seferin işgalci, jenosidal karakterini örtmektedir.

        SDG’nin Suriye ile anlaşmasından söz edemeyiz. SDG, TC’nin saldırısını sınırlamak için Rusya ve Suriyeyi Batı Kürdistana davet etmiştir. Buna sığınmak demesek de bir tür yaslanmaktır. Bunun Suriye’nin güvenliği ve toprak birliği için yapıldığının söylenmesi ise bir akıl tutulmasıdır. Çünkü Cemiyet-i Akvam’dan bu yana devletlerin toprak birliğinin kutsallığı ve dokunulmazlığı bir sömürgeci argümandır ve yalandır. Bizim için kutsal olan bir şey varsa o da Kürdistan’ın toprak birliğidir. Kürdistan’ın toprak birliğini parçalayan devletlerin toprak birliğini ve güvenliğini savunmak Kürt siyasetinin işi değildir. 

       SDG’nin Suriye devleti ile uzun sürecek bir iş birliği sağlayabileceğini sanmıyorum. Bunu yaparsa başa dönmüş olacaktır. Çünkü PYD zaten 2011’den 2014’e kadar Suriye devleti ile işbirliği yapmıştır. 2019’da bir siyasi statüye sahip olunmadan Suriye ile anlaşmak, sıkça dile getirilen bedelleri, yok saymaktır. Bu yüzden bunu bir anlaşma olarak değil, nefes alma, durumu değerlendirme ve zamanın ruhuna uygun yeni bir siyasal açılım çabası olarak değerlendirmek istiyorum. Bu da ancak başta Batı Kürdistan’daki siyasi partiler olmak üzere, Kürdistan’daki tüm siyasi partilerle, ulusal hedefli işbirliğinden geçer. SDG, KDG’ye dönüşmelidir. Öncelikle, Kürdistan Demokratik Güçlerinin birliğini sağlamaya çalışmalıdır. Batı Kürdistan Kürdistan’ın  bir parçasıdır. Diğer parçalarla birleşmek dahil her türlü işbirliğine açık olunmalıdır. Mesele böyle ele alınmadıkça Suriye devleti ile yapılan işbirliği geçici olarak TC’nin saldırısını sınırlasa da, jenosid tehlikesi devam edecektir. Bu jenosidin Türkiye ya da Suriye eliyle olması Kürtlere ne kazandıracaktır ki.

       Bunları söylerken Batı Kürdistan’daki zor durumu da savaşçıların insan aklını zorlayan mücadelesini de gözden kaçırmıyorum. Bunlar var ama bu durumdan çıkmak değişmek ve mücadeleyi yeni tarzlarla sürdürmek gereklidir.
     
Bu soruyla bağlantılı olarak, ekstradan şu notu altına iliştirme ihtiyacı hissettim. Rejimin anlaşma çerçevesinde girdiği Kürt bölgelerinden halkın şu tarz ifadeleri sözkonusu:

*Üzücü olan, evlerimizi akrabalarımızı kaybettikten sonra en başa, Esad yönetimine dönecek olmamız.

*Tutunabileceği her dala sarılan boğulan bir adam gibiyiz."
*Bu yeri savunmak için çok can kaybettik, kan verdik, sürgünde yaşadık, mücadele ettik. İnşa ettiğimiz şeyler kalmalı: bayrağımız, özerkliğimiz, dilimiz. Bunları korumak istiyoruz çünkü bu devrime katıldık"şeklinde. 

Bu soruda tabloyu karanlık göstermek gibi bir amacım yok. Kürt aydınlarının gerçekliği gözardı etmeden ve yaşanılan toplumsal travmaya "fener, ışık" olması içindir.

2-Dünya kamuoyuna Abd ile Türk yetkilileri arasında bir ateşkes anlaşmasının imzalandığı duyruldu. Beş günlük olarak belirlenen bu anlaşmanın tek koşulu SDG'nin bulunduğu bölgelerden çekilmesi olarak ön plana sürüldü. Bugün SDG Serekani ve GriSpi'den çekildiğini duyurdu. Bu çekilmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Çekilme Kürtler için bir kayıp mıdır? Uzun vaadde Kürtleri ne gibi tehlikeler bekliyor?

C.2- TC’nin Batı Kürdistan seferi, ABD siyasetinde ciddi bir bölünmeye neden olmuştur ve bu önemlidir. Bunun nedeni Yakın-Doğu’nun merkezi ülkesi olan Kürdistan’ın jeopolitik önemidir. Kürt siyasi partileri bunu anlamasa da ABD ve hatta dünyanın bunu anladığını görüyoruz. Gerek TC’nin bu kapsamlı saldırısı gerekse de dünyanın buna gösterdiği tepki bu önemi göstermektedir. ABD ile Türkiye arasında imzalanan şeyin ne olduğu açık değildir. Ateşkes savaşan taraflar arasında olur ve TC inkarcı, imhacı siyasetiyle hala Kürtleri bir taraf olarak görmemektedir. Aslında bütün çabası, Kürtleri bir taraf olmaktan çıkarmaya yöneliktir. Batı Kürdistan (ve Kürdistan’ın tüm parçaları) üzerinde paylaşım savaşı devam etmektedir. AB, ABD, Rusya, Çin, Arap Birliği ve sömürgeci bölge devletleri kapalı kapılar arkasında Kürdistan’ın kaderine karar vermekte, bazen çatışmakta bazen de uzlaşmaktadırlar. Her siyasi aktörün Kürdistan üzerinde bir hesabı varken, Kürtlerin birleşik bir hesabının olmaması en zayıf noktamızdır. Onların hesaplarını bilmemiz önemlidir ama esas olan birleşik bir hesaba sahip olmaktır. Ancak bu birleşik hesap, o hesapları Kürdistan lehine çevirebilir. Dünyada ve bölgede yaşanan Üçüncü Dünya Savaşı uzun süreli bir savaştır. Bizi soykırım tehlikesinden koruyacak ve devletleşerek tarih sahnesine çıkaracak en önemli şey bu birleşik ulusal hesap olacaktır.

        SDG’nin çekilmesi elbette bir kayıptır ve askeri yenilginin kabulüdür. Bu uzun süreli savaşta yenilmekte, geri çekilmek te anlaşılır bir durumdur. ABD ve Rusya’nı birlikte yol verdiği, NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip bir devlet bütün gücüyle iki küçük kasabaya yüklenmiş ve askeri bir “zafer” kazanmıştır. Bu yenilgi direnişin, fedakarlığın, meydan okumanın değerini düşürmez. Önemli olan bu yenilginin nedenlerini doğru anlamak ve değişerek mücadeleyi doğru raya oturtmaktır. Bence bu doğru ray, ulusal hedefli Kürdistani birliktir. ABD, Rusya, AB, Suriye, Türkiye ile görüşülecekse de çatışılacaksa da, bunu, ulusal birleşik hesabı temel alan Kürdistani birlik yapmalıdır. Kürdistani partiler siyasi işbirliğinden yoksun, askeri işbirliklerinden uzak durmalıdırlar.

      Kürdistan’ın her parçasında soykırım tehlikesi devam etmektedir. Dünyanın TC’nin bu seferine gösterdiği tepki soykırımı önlemekte önemlidir ve Kürdistan tarihinde ilktir. Ancak yine de her yenilgi bu soykırım tehlikesini artırır SDG’nin çekilmesinin yol açtığı bir tehlike de budur. Zor bir süreçten geçiyoruz bir yandan tehlikeler diğer yandan fırsatlarla dolu bir süreçtir bu. Sahadaki gerçekliklerden kopmadan, 150 yıldan fazla süren ulusal kurtuluş mücadelemizi daha yüksek bir boyuta taşımanın yollarını birlikte bulmak zorundayız.

3-ABD ve Türkiye arasında imzalanan bu anlaşmaya Rusyanın yaklaşımının nasıl olacağını önğörüyorsunuz?

C.3- Trump ile Erdoğan tarafından sürdürülen bu oyun Rusya’nın bilgisi dahilindedir. Eğer ki Trump’ın bu oyunu ABD siyasetine dönüşürse, yani ABD Suriye’den çekilirse Rusya bu boşluğu doldurmaya ve Rejimi tüm Suriye’de egemen hale getirmeye çalışacaktır. Rejimin Rusya ile birlikte Menbiç ve Kobani’ye girmesini böyle görmek lazım ve bu Rusya ile ABD’nin anlaşması ile olmuştur. Rusya ABD’nin boşaltacağı yerlere TC’nin girmesine itiraz edecektir. Şimdiden Rejim üzerinden bu tür mesajları vermekte ve kendisi dışındaki tüm yabancı güçlerin çekilmesini talep etmektedir. Kürdistan hakikatini ortadan kaldırmak için TC’nin Rusya ve ABD ile sürdürdüğü bu siyasi dans, uzun vadede sürdürülebilir değildir. Kürdistan hakikatı TC’yi derin bir siyasi krize sürüklemiştir. Bu krizden çıkmak için Kürdistan’a saldırmaları ve bunu sağlamak için ABD ve Rusya arasındaki git gel leri krizi derinleştirecektir. Kürt siyasi hareketi bunu görmeli ve bu uzun süreli savaşa hazırlanmalıdır.

      Bölgede statükocu bir siyaset izleyen Rusya, mevcut devlet sınırlarını kutsamaktadır. Kürt halkına yaklaşımı bu sınırları esas alan bir yaklaşımdır. Bu nedenle Rusya ile Kürdistani siyasi partiler arasında stratejik bir işbirliği, hiç olmazsa, şimdilik mümkün değildir. Mevcut devlet sınırları içinde Kürt haklarına saygılı olduğunu söyleyen Rusya ile taktik işbirlikleri mümkündür.
Sevgi, selam, güven, dayanışma ile...

Mezopotamya Ajansı/Mehmet Halit Çetinbaş

 

 

Posted in: tirki

Comments

There are currently no comments, be the first to post one!

Post Comment

Name (required)

Email (required)

Website

BİR AHLAKSIZ TEKLİF: EŞİT VATANDAŞLIK
Fuat Önen
BİR AHLAKSIZ TEKLİF: EŞİT VATANDAŞLIK
Îşgalciler bize al vatandaşlığı ver vatanını diyorlar. Demirtaşın kürtler daha ne yapsın size vatanlarını verdiler sözünü bu çerçevede anlamak lazım. Bu işgalciliğe tesllim olmak anlamındadır. 100 yıllık bu işgalci proje zaman zaman eşit vatandaşlık,...

KOLEKTİF LİDERLİKTE, LİDER OLMAMALI MI?
Fuat Önen
KOLEKTİF LİDERLİKTE, LİDER OLMAMALI MI?
Bizim klasik literatürümüzde, üstte dava vardır, bu davayı gerçekleştirmek için, örgüte ihtiyaç vardır. Örgüt ikinci sıradadır. Bu örgütü yönetmek, sürdürmek için kadrolara ihtiyaç vardır. Bu kadrolar arasında biri, bu işe daha yeteneklidir. Dolayısı...

BİREY – TOPLUM İLİŞKİSİ ve KOLEKTİF ÖNDERLİK MESELESİ
Fuat Önen
BİREY – TOPLUM İLİŞKİSİ ve KOLEKTİF ÖNDERLİK MESELESİ
Kuzey Suriye, Batı Kürdistan değildir. Kuzey Suriye, Sünni-Arap coğrafyasıdır ve bizim güneyimizdedir. Batı Kürdistan’ın güneyindedir ama Suriye’nin kuzeyidir. Önce orda teritoryal meselenin açıklığa kavuşturulması lazım. PYNK ile ENKS&rs...

ULUSAL BAĞIMSIZLIK STRATEJİSİ ve DEMOKRASİ
Fuat Önen
ULUSAL BAĞIMSIZLIK STRATEJİSİ ve DEMOKRASİ
Devlet, Kürdistan için Kürdistanlıların birlikte yaşama hukukunun cisimleşmesi anlamına geliyor. Devlet Kürdistan için, Kürt toplumunun normalleşmesi anlamına geliyor. Biz anormal bir toplumuz. Bu anlamda birçoğumuzun kişiliği hastalıklı, çünkü çocuk...

NİYE BAĞIMSIZLIKÇILIK, NİYE AYRILIKÇILIK?
Fuat Önen
NİYE BAĞIMSIZLIKÇILIK, NİYE AYRILIKÇILIK?
Şimdi siyasal temsiliyet nasıl olacaktır?  Bakın dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir işgalci güç, hiçbir sömürgeci, hiçbir emperyalist durduk yerde senin siyasal temsiliyetini kabul etmez. Sen bunu kabul ettireceksin. Kürdistanî siyaset bunu kabul e...

GÜÇ BİRLİĞİ ve GÜÇ BİRLİĞİ’NİN GÜNEY KÜRDİSTAN’DAKİ TEMASLARI
Fuat Önen
GÜÇ BİRLİĞİ ve GÜÇ BİRLİĞİ’NİN GÜNEY KÜRDİSTAN’DAKİ TEMASLARI
Siyaset bir temas meselesidir, eğer Batı Kürdistan ile ilgili bir girişimde bulunacaksak, önce Batı Kürdistanlılarla temas edelim. Böyle bir öneride bulundum ve dedim ki Batı Kürdistan’da 42-43 parti var. 15 tanesi ENKS’de, 25 tanesi PYNK...

AYRILIKÇILIK, BAĞIMSIZLIKÇILIK - KÜRDİSTANİ SİYASET TARZI
Fuat Önen
AYRILIKÇILIK, BAĞIMSIZLIKÇILIK - KÜRDİSTANİ SİYASET TARZI
Yani kısaca şunu söyleyeyim, halk savaşı işte kırlardan kentlere gerilla mücadelesi, güneydeki peşmerge savaşı da budur. Şimdi bu bir köy toplumu gerektirir. Eğer sizin köylü nüfusunuz, %75’ten %25’e düşmüşse, siz hangi toplumsal realitey...

AYRILIKÇILIK VE BAĞIMSIZLIKÇILIK
Fuat Önen
AYRILIKÇILIK VE BAĞIMSIZLIKÇILIK
Bu yüzyıllık dönem içinde, bu devlet hiçbir zaman Kürdistan meselesinin eşit haklılık, adalet üzerinden çözümlemek için hiçbir projeye sahip olmamıştır. Yapılanların hepsi, işgalciliği yeni formlarda sürdürme çabasıdır. Bugün eğer “Kürtler vard...

Türk Devlet Başkanı "kürt sorunu yoktur" demiş.
Fuat Önen
Türk Devlet Başkanı "kürt sorunu yoktur" demiş.
Türk Devlet Başkanı "kürt sorunu yoktur" demiş. Sosyal medyada buna dönük tepkiler yoğunlaştı. Kürt sorunu vardır diyen arkadaşlar bu açıklamaya kızmışlar. Dikkat edilirse kızgın arkadarkadaşların çoğu 2005 yılında Erdoğanın "kurt soru...

Kürt siyasetinde egemen siyaset tarzı
Fuat Önen
Kürt siyasetinde egemen siyaset tarzı
Kürdistan da bağımsızlıkçılık görünür değildir. Kuzey Batı Kürdistan’da da bu böyledir, Kürdistan’ın diğer parçalarında da bu böyledir. Yalnız şuna dikkat etmenizi isteyeceğim, son bir-iki yılda özellikle Orta Güney Kürdistan’da cid...

Page 1 of 9First   Previous   [1]  2  3  4  5  6  7  8  9  Next   Last   
123movies