TÜRK EGEMENLİKSİSTEMİ
Hun bi xêr ûxweşi hatin civîna Koma Xebata Demokratik a neteweyî a Kurd. Ji we teva re û dikesayetiya we de li her çar parçeyên Kurdistanê ji gelê Kurd u têkoşerênazadiyê re serkevtin dixwazim. Bi rasti îro ez ê bi Kurdi bipeyiviyam, lê sîxurtev kamerayên xwe li vir in û ez jî wek kek Îbrahîm ji bo ku têbigêhêjin ku emji wan re çi dibêjin ez ê bi tirkî bipeyivim. Wek kekWîldan jî nakim û rasterast dibêjim bila dijmin bizanibe di derheq wan de em çidifikirin.
Hain korkak olur (xayin bi xof in)
Türk egemenlik sisteminin bölgedeki temsilcileri burada toplantıyapacağımızı duyunca durumdan vazife çıkarıp buraya kamera göndermişler.Kaymakamın yazısını okudum, suç işleyeceğimizden emin görünüyorlar. Bunu tesbitetmek, belki de caydırmak için buradalar. Burada olmaları yasadışıdır, kendiyasalarına göre kapalı salon toplantılarını kamerayla izlemeleri suçtur.Ülkemizdeki varlıkları da yasadışıdır. "Hain korkak olur" diye birsöz vardır bizde (xayin bi xof in). Ülkemize, halkımıza ne büyük kötülükleryaptıklarını bizden iyi biliyorlar. Bu nedenle bu toplantıda suçişleyeceğimizden emindirler. Sunu iyi bilmeliler ki onlarin suç saydığı şeyleriyapmaya devam edeceğiz. Kameranın varlığı bunu engellemez. Tersine motive ederbizi. Ülkemizi parçaladıklarını, halkımıza zulüm ettiklerini, her türlü ulusaldemokratik haklarımızı gasbettiklerini; Kürd halkının kendi topraklarındasiyasal iktidar hakkına sahip olduğunu, bunun için mücadele ettiğimizisöylemeye devam edeceğiz.
‘Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğü’. Türk politikaclarındanen çok duyduğumuz sözlerin başında gelir. Yine Kürd yurtseverlerininsıkıyönetim, devlet güvenlik, olağan, olağan dışı mahkemelerde en çokkarşılaştıkları suçlama da bu bütünlüğü bozmak olmuştur. Bu söz Türk egemenliksisteminin "veciz" ifadelerinden biridir. Son dönemlerde liberalçevrelerden bu vecizeye dönük eleştiriler de var. "Devletin milleti olmaz,milletin devleti olur" şeklinde özetlenebilecek bu eleştirinin yetersiz,cılız bir eleştiri olduğunu söylemeliyim. Bu eleştiri bu kadar açık biryanlışın niye yapıldığını izah etmiyor, tersine bunu gizliyor. TC yöneticilerisömürgeci olsalar da geri zekalı değillerdir. Orta mekteb zekasıyla yönetilendevletin milleti olmaz eleştirisini onlar da anlayabilirler. Buna rağmen 83 yıldır‘devletin ülkesi ve milleti’ diyorlarsa nedenleri vardır.
Coğrafyamızda Türk egemenlik sistemi geniş bir konudur ve sorgulanması,tartışılması gereken bir konudur. Osmanlı’nın Türklüğü ve egemenliğinitartışmayı bir yana bırakıp cumhuriyet dönemi Türk egemenlik sistemine kısacabakacağım.
TC, Osmanlı bakiyesinden bir millet yaratma projesidir
Kemalist tarih anlayışından sıyrılıp bakarsak cumhuriyetin Osmanlınındevamı olduğunu söylemeliyiz. Kemalist tarihçilerin sahte Osmanlı eleştirilerive Kemalist devrim, ulusal kurtuluş palavralarını bir tarafa bırakırsakcumhuriyetin kuruluşuna öncülük edenlerin Osmanlı sivil-asker bürokrasisi veaydınları olduğunu görürüz. 1. Dünya Savaşı'nda yenilen imparatorluktankurtarabildikleri ne varsa bundan ulus ve ülke yaratmaya çalışmak Kemalizm’inesasıdır. Kürt ulus gerçeği bakımından TC, Osmanlı bakiyesinden bir milletyaratma projesidir. TC bir ulusun kendi ülkesinde devletleşmesi değildir.1920'li yıllarda bu coğrafyada Türkistan ve Türk ulusu yoktur. Osmanlı bakiyesiolan millet, milliyet ve azınlıklardan Türk ya da Türkiye ulusu yaratmak TCprojesinin özüdür. Aynı şekilde Kürdistan’ın %43'ünü de içeren egemenlikalanlarından Türkiye adında bir ülke yaratmak da bu projenin hedefidir. Bunedenle TC bir milletin kendi ülkesindeki devleti değildir, 'ülkenin vemilletin' sahibi ve bölünmez bütünlüğünün bekçisidir. Bu nedenle:
1- Türk egemenlik sistemi hukuksuzluk üzerinde kurulmuştur. Kürdistan’ınparçalanarak sömürgeleştirilmesi, parçalı tutularak yönetilmesi bu sistemin birparçasıdır. Bu egemenlik sistemi çözülmeden TC'nin hukuk devetine dönüşmesimümkün değildir. 83 yıldır hukuk devleti olmak bir yana kanun devleti bileolamamasının ve kendi kanunlarını da çiğneyerek yönetmesinin nedeni budur.
2- Türk egemenlik sistemi ile açıklık arasındaki ilişki, yarasa ileaydınlık arasındaki ilişki gibidir. Yarasa aydınlıktan TC açıklıktan kaçar.Bizim açıklık korkumuz yoktur. 'Gerçek devrimcidir' diyen bizleriz. Kameranınvarlığı bu nedenle söyleyeceklerimizi etkilemez.
3- Türk egemenlik sistemi bu temeller üzerinde kaldıkça barış üretemez.'Yurtta barış, cihanda barış' sözü bu gerçeği ortadan kaldırmaz. Son dönemdekibarış girişimlerine bu açıdan bakmak verimli olacaktır. Grubumuzu izlercesinetoplantı yaptığımız her yerde bizden sonra barış inisiyatifi de toplantıyapmaktadır. Bu inisiyatifin içinde iyi niyetli insanların varlığını yadsımadansöylemeliyim ki, Türk egemenlik sistemindeki açıklık yokluğu bu inisiyatifte devar. Barış tanımları yok, savaş tanımları olmadığı gibi.
Bir savaş tanımınız yoksa, savaşın kimler arasında olduğunusöyleyemiyorsanız, talep ettiğiniz barış nasıl anlaşılacaktır. Barışistediğinize göre bir savaş durumundan söz ediyorsunuz. Hangi savaşı bitirmekiçin barış talep ediyorsunuz? Savaş İmralı ile genelkurmay arasında mıdır? PKKile TC hükümeti arasında mıdır? Kürd halkı ile Türk egemenlik sistemi arasındamıdır? Bu konuda açıklık sağlamadan barıştan söz etmek kandırmacadır.
Bu barışçılar, "PKK silah bıraksın Hükümet de Kürd sorununda adımatsın demekteler." Adımdan kastettikleri Kürtçe dil kursları, televizyondakürtçe serbestisi, işkencenin önlenmesi, İmralı’da tecridin azaltılması benzeriadımlardır. Peki bu adımlar atılınca Kürdistan’a barış mı gelmiş olacak? PKKsilaha başvurmadan önce Kürdistan’da barış mı vardı? TC Kürd yurtseverlerinisokakta infaz etmezse barış mı gelmiş olacak?
Bize göre Kürdistan’da Türk egemenlik sistemi çözülmeden, Kürd halkıülkesinde kendi geleceğini kendisi özgürce belirlemeden, ülkesinde siyasaliktidar olmadan barıştan söz etmek mümkün değildir. Çünkü Türk egemenliksistemi Kürdistan’a, Kürd halkına açılmış bir savaştır ve bitiminde barıştansöz edeceğimiz esas savaş da budur.
Bazı kimselerin sessizlik, sükunet istemeleri, silahlı mücadelenin sonbulması için çaba göstermelerini anlamak, hatta kurallarında anlaşılırsadesteklemek de mümkündür. Ancak bunu Kürdistan’a barış olarak yansıtmak kabuledebileceğimiz bir yaklaşım değildir.
Uzatmadan bu bölümde söylemeye çalıştığım şudur: Mücadele ettiğimizegemenlik sistemi reformlarla düzelebilir olmaktan uzaktır, Kürdistan sorunudevrim ve iktidar sorunudur. KUDÇG programı devrimci olmalıdır. Önereceğireformları bu devrimci hedefler doğrultusunda atılacak adımlar olarakgörmelidir. Devrimcilik Kürdistan yurtseverleri için zorunluluk olarakalgılanmalıdır. Hangi ideolojiye sahip olursak olalım yurtseverlikiddiasındaysak ve tutarlı olmak istiyorsak devrimci olmalıyız. Kürdistan’dadindarı, milliyetçisi, sosyalisti, komünisti yurtseverlikte tutarlı olacaksadevrimci olacaktır. Bu bir tercih değil, mücadele ettiğimiz egemenliksisteminin özelliğinden ve özgürlük talebimizin bu egemenlik sisteminesığmamasından kaynaklanan bir zorunluluktur.
KUDÇG, KONFORMİST SİYASETİN İNKARİ OLMALİDİR
Aynı nedenlerle KUDÇG konformist siyasetten uzaklaşmalı, açık alandameşruiyeti temel alan, değişimci, devrimci bir siyaset tarzını benimsemelidir.
Konformizmi "uymacılık, genelde kabul edilen standartlara uygundüşünmek, yürürlükteki kurum, ölçüt veya kalıplara eleştirici bir değerlendirmeyapmaksızın uymak olarak" tanımlayabiliriz.
Yürürlükteki kurum ve kalıpların Kürt millet gerçeğini reddettiği ortadadır.Yerel, bölgesel, uluslar arası bütün kurumları Kürd millet gerçeği bakımındaneleştirici bir değerlendirmeye tabi tutan bir siyaset tarzını esas almalıyız.Kuzey Kürdistan’da bir yandan demokratik cumhuriyet safsatası, öbür yandan ABhayalleriyle beslenen konformist siyaset tarzının özgürlük mücadelemizi tehditettiği görülmelidir.
KUDÇG, Uluslar Arası Kurum ve Kurallara da Eleştirel Yaklaşmalı
Gerek Türk egemenlik sistemi gerekse bölgenin diğer sömürgeci rejimlerininuluslar arası sistemle ilişkili olarak ayakta kaldıkları gözden uzaktutulmamalıdır. 1919 Paris barış konferansı ile kurulan Cemiyet-i Akvam,milleti devletle tanımlamış. Kuveyt, İrak, Suriye, Türkiye, İran milletlerindensöz ederken Kürd milletini görmezden gelmiştir. 1. savaş galiplerinin özelliklede İngiltere’nin damgasını taşıyan bölgesel ve uluslar arası rejim Kürtlerbakımından kabul edilemezdir. Kürdistan’ın parçalı ve devletsiz tutulmasıİngiltere’nin Ortadoğu’ya dayattığı siyasi harita ve siyasi rejim için gerekligörülmüştür. 2. savaş galiplerince kurulan Birleşmiş Milletler de aynı tutumusürdürmüş, İngiltere-ABD bloğu Mahabad Cumhuriyeti'nin yıkılmasına yol açarkenSSCB geri çekilmiş, dünyanın siyasi aktörleri 20-30 milyonluk nüfusu ve kadimyurduyla Kürtleri uluslar arası arenada yok saymayı doğru bulmuşlardır.
Saddam’ın enfaller ve kimyasal silahlarla halkımıza saldırması; TC'nin 83yıldır sürdürdüğü Kürdistan seferleri; Suriye’nin, İran’ın Kürdistan ve Kürtkarşıtı eylemleri sadece bu bölge devletlerinin gücünden değil, Kürdistan’ınhapsedildiği uluslar arası siyasi rejimden de kaynaklanıyor. KUDÇG uluslararası kurum ve kurallara da eleştirel yaklaşmalı, halkımızın meşru hak vetaleplerini uluslar arası platformlara taşımalıdır.
TC'den Ermeni ve Pontus katliamlarını kabul etmeleri istenmekte bu yöndeuluslararası baskı altında tutulmaktadır. Kürdistan’ın dörde bölünerekdevletsiz bırakılması, parçalı halde tutularak yönetilmesi, Ermeni ya da Pontuskatliamlarından daha az ciddi ya da daha az önemli değildir. KUDÇG Ermeni vePontus katliamlarını kınayıp bu halklarla dayanışmayı sağlarken Kürdistan’ınsiyasi jenosidini de uluslar arası kurumlara taşımalıdır..
Konuşma sürem doldu ve başkanın sabrını suistimal etmek istemem 2 kısanotla bitireceğim. KUDÇG'nin Almanya toplantısında dışarı çıkarılan Fuad Sipanhakkında bir açıklama yapılmalı, toplantılarımızın ulusal güçlerin birliğineyönelik açık toplantılar olduğu gerçeği unutulmamalıdır.
Hak-Par konusunu tartışmak istemiyorum. Kısaca şunu belirtmeliyim: Hak-Pargrubumuzun siyasi arayışına adres olarak gösterilmemelidir. Hak-Par'lıarkadaşların bu çabaya katkıları inkar edilemez, ancak Hak-Par ulusal güçlerinbirlik adresi değildir. Hak-Par grubumuzun bileşenlerinden biridir. Grubumuzunönünde partileşmek gibi bir hedefi olmadığı gibi herhangi bir yurtsever partiyekatılmak gibi bir hedefi de yoktur.
(*)KUDÇG Van Bölge Toplantısıinda yapilan konusmanin özeti