posted on October 16, 2008 10:42
Daha önceleri Tebriz’de Sovyet Konsolosu olan Kuzintsof adlı Kürdologlardan biri 1966 yılında „Kapitalizmin Birinci Bunalım Döneminde Kürd Meselesi“ adlı bir bülten kitap yazıyor. O döneme ilişkin bir çok şeye açıklık getirmiş ve netleştirmişti. Özellikle Sovyetler Birliĝinin yöneticilerinin Kürd meslesine, Kürd önderleri ve örgütlerine ilişkin tavrı konusunda... Söz konusu olan yazar 2. Dünya savaşı sırasında bir ara Sovyetler Birliĝinin Tebriz Konsolosluĝunu yapmış, ayrıca Sovyetler Birliĝinin arşivlerine de ulaşarak çok geniş bilgiler sunmuştu. Fakat bu çalışmanın basımına izin verilmiyor ve kitap olarak piyasaya çıkmıyor. Çünkü, KGB tarafından bu kitaba el konuluyor. Yazar bu çalışmasında „Şeyh Said Devrimi „ hakkında başkalarının görüşleri yanında kendi görüşlerini ve düşüncelerini ortaya koyuyor. Burada bu çalışmada sözü edilen bazı belge ve dokumanlara dikkat çekmek gerekir.
1) Şeyh Said ayaklanması Kürdistan’ın baĝımsızlıĝı şiyarı altında gelişen, kapsam ve örgütlülük bakımından Kürd tarihinde eşi ve benzeri yoktur. (Sayfa 252)
2)Ayaklanma Türkiye topraklarının 3/1‘ine yayılmış ve bölgelerin binlerce mücadeleci insanı silahlı bir şekilde ayaklanmaya katılmıştır.(s.202)
Bazı kesimlerin ileri sürdükleri hareketin Halife ve şeriatı geri getirme düşüncesine ilişkin olarak şöyle diyor:
3) Inyancıların böyle bir amaç için bu kadar inanç ve imanla savaşması çok zahmettir. Özellikle onlar islam usullerinden uzaklar. Şunuda unutmayalımki ayaklanma katılan aşiretler ve kabileler içinde kızılbaşlar, Êzidiler, Zazalar da vardı. Bu dinsel yapılanmalar müslümanlıktan daha ziyade hıristiyanlıĝa yakınlar ve müslümanlıĝa karşılar. Kürd halkının ulusal hareketinin bütün tarihi Kürdlerin her zaman Sultan’a ve adamlarına karşı mücadele ettiklerini gösteriyor. Kaç yüzyıl boyunca Sultan’ın adamları Kürd önderlerini ya tutuklamış, ya öldürmüş yada sürgüne göndermişler. Kürd halkının tarihi, geleceĝe ilişkin bu halkın ulusal ideale baĝımsız Kürdistandı.. Bu ise güya Kürdler hilafeti geri getirmek istemişler yönündeki düşüncenin tam tersidir.(s.203)
4) Türk şovenistleri tarafından bir kaç milyon Kürdün anadilinin yasaklanması, yapılan ulusal baskı tahamül edilmeyecek büyük bir felakettir.
Jandarmalar, memurlar ve diĝer Türk yöneticileri tarafından Kürdlere yönelik yapılan ekonomik baskılar sadece yasalar yoluyla topladıkları vergiler deĝil, aynı zamanda Kürdlerden aldıkları onların zenginleşme ve yaşam kaynakları olmuştur. Tüm araştırmacılar geçmişte Kürd bölgelerinin kafkasya, Batı ve Rusya’nın başka bölgelerinin bazarlarıyla olan ekonomik ilişkiler yüzünden gelişmeler saĝladıkları konusunda hemfikirler. Şimdi ise bu ilişkiler kalmamıştır.. Bunun neticesinde yaşam ürünleri tahrip edildi... Ayaklanmanın başka bir nedenide Yoksulluk ve sefil bir yaşam içine düşmüş halkın durumuydu.(s.205-206)
5)Ikinci önemli faktör devletin aldıĝı vergiler ve Türk yöneticilerinin halktan aldıkları çeşitli rüşvetlerdi.. Örnek olarak: Türk devleti 1924 yılında bütçe açıĝını kapatmak için ekmek, gaz, şeker ve sabun gibi temel ihtiyaçların fiyatlarını 2 yada 3 katına çıkardı. Kürdlerin elbise yaptıkları kumaşın fiyatını iki katına çıkardılar. Her aileden yıllık vergi olarak 45 lira alıyorlardı. Her ailenin yıllık geliri 120-130 lira cıvarındaydı. Yani her aile yıllık gelirinin üçten birini devlette vermek zorundaydı. Belgelerden de görüldüĝü gibi Kemalistlerin vergileri Sultan dönemindeki vergilerden daha yüksekti.(s.207)
6) Türk yöneticileri Kürdlerin hayvan sürülerini daĝlık ve yaylalık alanlara götürmelerini yasakladılar ve zorla yerleşleştirmeye çalıştılar. Bunun neticesinden Kürdlerin hayvanları kırıldı, yoksulluk ve açlık baş gösterdi. Ayrıca Kürdleri zorla Türkiye’nin batı bölgelerine sürerek, onların Kürdistan’daki yerlerine Türkleri yerleştirmeye başladılar... Bu durum ise ayaklanmanın başka bir nedeniydi.(s.208)
7) Çok uzun ve kanlı bir savastan sonra, dışardan Türkiye’ye verilen destek sayesinden devrim bastırıldı.. Sonra kadın, çocuk, yaşlı ve genç ayırımı yapmaksızın Kürdleri acımasızca katletmeyebaşladılar. Türklerin bu kanlı intikamının esas amacı Kürdlerin bir daha ayaklanmayi düşünmemeleri içindi. Sonra Kürdleri Türkiye’nin batısına zorla sürmeye basladılar.. Kürd bölgelerinde olaĝanüstü hal ilan edilmişti. Bölgeye atadıkları askerler tüm yetkililere sahiptılar.(s.222-223)
8) Türk yetkililerinin ayaklanmayi bastırmak için suçsuz ve günahsız Kürdistan halkına karşı işledikleri suç ve giriştikleri vahşet korkunç ve korkutucu boyutlardı.
Aşaĝıda verilen veriler yaşananların çok azını ifade ediyor, tüm bölgeleri kapsamıyor.. Sözkonusu olan blgelerinki de tamam deĝildir.
Yazının tümü