Güçlü bir ordu ancak gelişkin bir eğitim ve sıkı bir askeri disiplin ile mümkündür.
Dünyadaki siyasal, sosyal ve teknolojik değişim ve gelişmelerin savaş taktikleri gibi ordu yapısı üzerine direkt etkileri olmaktadır.
Dağlarda partizan savaş taktikleri kullanan peşmegeler, ayaklanmalardan sonra ağırlıklı olarak Irak Ordusu’nun eğitim ve örgütlenme sistemini esas aldı. Kanımca bu oldukça yanlıştı.
Günümüzde ordular küçülüyor, her türlü silahı kullanabilen, taktik kıvraklığı olan profesyonel yapılanmalara gidiliyor.
Peşmerge Güçleri’nde hala ağırlıklı yanaşık düzen ve yakın döğüş taktikleri eğitiminin esası olması büyük bir eksikliktir.
İnsanlar bazı alışkanlıklarını değiştirmek için karar, irade ve büyük bir çabaya ihtiyaç duyarlar.
Ordu gibi büyük bir organizasyonda bazı alışkanlıkların değiştirilmesi için yüz kat daha fazla çaba ve irade gerekmektedir.
Orduda değişim çabasının adı eğitimdir.
Peşmege savaştığı düşmanın yapısı ile savaş taktiklerini ayrıntılı öğrenmeli, karşı taktikler konusunda kendini yetkinleştirmeli
Düz arazide ve ovada DAİŞ e karşı savaşta zorlanan peşmergelerin handikapı, dağda savaşa alışmalarıdır. Nitekim DAİŞ’in yükseltilerde Peşmerge Güçleri’ne karşı hiçbir şansı olmadığı kanıtlanmıştır.
2 yıl önce Kürdistan Bölgesi’nde uluslarası arası güçlerin kurduğu KTCC’nin (Kürdistan Traning Control Center / Kürdistan Eğitim Kontrol Merkezi) verdiği eğitim ile peşmergelerin savaş kabiliyeti yükselmiştir.
Peşmerge Güçleri’nin, uluslararası güçleriden askeri eğitim desteği alırken, bir yandan da kendine ait yeni ve modern bir eğitim müfredatına sahip olması artık kaçınılmazdır.
Komuta kademesinin eğitime tabi tutulması modern bir ordunun olmazsa olmazıdır.
Pratikte çoğu zaman eğitimin faydasının az olmasının nedeni savaşta asıl karar verici olan komutanın eğitime katılmamasıdır.
Güçlü bir ordunun, iyi bir eğitimin yanında, sağlıklı bir emir - komuta zincirine ve katı bir disipline ihtiyacı vardır.
Ünlü Çinli savaş ustası Sun Tzu (Sun Zi) "Yenilgiden kendimizi korumak bizim elimizde ancak kendisini yenme fırsatını bize düşman verir" der.
Saddam döneminde İrak Ordusu korku ve ağır cezalandırma sayesinde güçlü bir disipline sahipti. Peşmerge Güçleri’nde ağır yaptırımlar olmadığı için, tersine gevşek bir disiplin yapısı görülmektedir.
Ayrıca, kıdeme göre maaşlar artmalı ama rütbeler, ihtiyaç ve yeteneklere göre verilmelidir.
Eğer kıdeme göre rütbe verilmeye devam edilirse general sayısı tüm dünya ordularındaki general sayısını geçecektir. Askeri sistemi tamamen felç edebilecek bu sorun çözülmelidir.
Gerek peşmergelerin yaptığı operasyonlar, gerekse düşmanın yaptığı her saldırı, birliklerce mutlaka düzenli olarak rapor ve analiz edilmelidir.
Bu sistem olmadığı zaman yalan ve abartı birlikler içinde hızla yayılır ve birliklerin maneviyatı bozulur.
Bu konuda bizzat yaşadığım küçük bir olayı örnek olarak vermek istiyorum.
04.05.2016’da Musul’un kuzeyinde bir DAİŞ saldırısı sırasında bir gönüllü peşmege, bir örgüt mesubunun silahını alıp, orada bulunan başka bir peşmergeye verdi ve o sırada yoğun bir çatışma yaşanıyordu. Çatışmanın içinde olan peşmergelerin pürdikkat savaşmaları zorunluydu. Bu çatışmada çok sayıda DAİŞ elemanı öldürüldü.
Silahlı çatışmanın içinde kendisine silah verilen peşmerge çatışmanın dışında idi. Sadece bizim timimiz DAİŞ cenazelerinin üzerine gitti.
Timde yer almayan sözkonusu peşmerge, diğer gün birliğine gidip, “Çatışmada hepsini ben vurdum. Cesetlerin üzerinden silahları ben aldım ve gelenlere dağıttım" demiş.
İşte bu kişinin böyle yalan yanlış beyanda bulunmasının nedeni işlemeyen bir rapor sistemi, işlemeyen bir askeri disiplinden dolaylıdır.
Sonuç olarak güçlü bir ordu olmayı hedefleyen peşmerge Güçleri’nin yapısal dönüşüme uğraması zorunludur.
Gelecek yazıda taktik yaratıcılık, modern silahların elde edilmesi ve kullanımı konuları üzerine görüşlerimi aktaracağım.