Başlık ilginç mi?
Evet, dünyada ve bölgede bir Kürdistan’ın dost -müttefikleri ve düşmanları vardır, ayrıca birde partilerin dostları –müttefikleri vardır.
Partilerin ikine müttefik demeyip sadece “dostlar” demek daha yerinde olur. Çünkü bu “dostlar” kavramı bir partiye ilgi gösteren devlet veya devletlerden oluşur. Birbirleriyle “dostluk” söylemleri yaparlar. “Dostlara söyleyin” veya “Türkiye Kürdistan’ın bağımsızlığını tanıyacak” gibi…
Bunlarda genellikle Kürdistan’ın arka cephesi “dostlar” dan oluşur. Kürdistan dört parçaya ayrıldığı ve parçalandığı için her sömürgeci devlet veya bunlara yakın düşen bölge devletleri herhangi bir parçadaki, daha doğrusu sömürgesi altında olmayan parçadaki Kürtlere geçici diyalog ve empati yapmaya çalışırlar.
Zehirli bir ilgidir bu. Şerbet altında zehir yedirmek politikasıdır. Bu kendi parçası için diğer parçanın sömürgecisinden geçici çeşitli düzeylerde destek sağlama anlayışıdır. Sömürgeciler seni kullanmaya çalışır. İki tarafta yararlanır. Ama diğer parçanın sömürgeci devleti seni güçlendirmekten ve finale gitmekten çok sadece birer kavgacı olmanı tercih eder. Tehlikeli olduğun zaman iplerini çekerler.
Bir çok örnekleme yapmak mümkündür. Ama büyük olan hemen her parçanın Kürt partisi kendi parçası dışındaki sömürgeci güç ile ilişkiye geçmiş ve onlara “dost” demiştir. Geçmişte PKK’nin “baba Esad dostluğu”,bu gün İran ve Irak “dostları”, KDPnin 1970 ler başındaki “İran dostluğu”, Sonra YNK’nin “İran dostluğu”vb vb.
Sömürgeci devletler müttefik olamazlar. Kürdistan ve Kürtlere hep düşmanlık yapmışlardır. Kendiliğinden yola gelen hiç bir sömürgeci devlete rastlayamazsınız.
*Peki bu gün bazı partilerin “dostları” kimlerdir.
-KDP Türkiye dostudur.
-YNK ve Goran İran ve Irak dostudur.
KCK, İran ve Irak dostudur. KCK çözüm sürecinde Türkiye yi esas aldı. İmralı ve devletin sahte çözümü sadce Türkiye’yi esas alıyordu. “Ortak vatan” ve “demokratik cumhuriyet” ile Türkiye ile dostluk eli hala ortadan kalkmamıştır.
KDP-T, Türkiye dostudur.
ENSK, Türkiye dostudur.
Dikkat ederseniz “dostlar” hep sömürgeci devletlerden. Bunun üzerinde çok iyi durmakta yarar vardır. Bu ilişkiler kullanılabilir, ama bunlara dayanarak güç olmaya kalkmak istersen fena halde yanılırsınız.Tabi bu ilişkiler dönem ve koşullara göre farklılık içermektedir. Sömürgecilerin sömürgesi olan diğer parçayı arka cephe yapmak politikası artık geldiğimiz noktada iflas etmiştir. Buna ciddi anlamda sarılanlar gafleti yaşamaktadır.
*Birde bu partilerin birbirlerine karşı kullandığı argümanlara bakalım.
-KDP; Goran’I Irak ve İranla çalışmakla değerlendirmektedir. İrana karşıdır. KCK’yi İran ve Irak ile ilişkilerinden, Haşdi Şapti-Şii mililerine yardımcı olmakla, Şengal’deki YBŞ nin Şii milislere bağlı oluşturulduğunu, İran ve Irak’ı desteklediğini belirtmektedir. KCK’nin TC’ye karşı savaşmasını yanlış bulmaktadır. Türk sömürgeciliğine karşı savaşılmasını yanlış görmektedir.
-KCK; KDP’nin Türkiye ye bağlandığını TC yi desteklediğini, Beşika vb yerlere Türk askerlerini yerleştirdiğini, KDP tarafından eğitilen Roj peşmergelerinin “çete” olduğunu, Barzanilerin kendisi ve ailesini aşğılamaktadır. Goran, YNK ve İran-Irak’a birşey dememektedir. İran’a karşı KDP-İ savaş başlatmasını yanlış gördüğünü beyan etmektedir.
Goran ve YNK; KDP’nin Türkiye ile olan ilişki biçimine karşıdır. Türk askerlerinin Güneydeki varlığından rahatsızdır. Ama aynı rehatsızlığı Şii milisleri ve Irak a yerleşen, Kürkük’e dayanan İran askerleri ve Şii milislere karşı göstermemektedir.
Bu şıklara ekleme yapmam ve dahada çoğaltmam mümküdür.
Altını çizmek istediğim Kürdistan’a göre politika belirlemek değil, partilerin ilişkilerine göre politika ayarlanması vardır.
Kullandıkları argümanlar bazı yönleriyle haklı görülebilir. Ama zihniyet ve mantık yanlıştır. Başkasını eleştirir ama kendiside bir benzerini yapar.
Nokta: “Dostlar” dan müttefik olmaz. Dost sayılanlar düşmandır. Bu tür ilişkilerin oldukça öne çıkarılması diğer Kürt partilerini yaralar. Birinin lehine görünen ilişki diğerinin alehine işler ve işlemektedir.
Bu “dostlar” Kürdistan’ın düşmanlarıdır. Çelişkileri değerlendirilebilir. Ama bunlarla müttefiklik olmaz. Çok geçici durumlarda; bir saatin 12 sat içinde bir rakamı bir kez gösterdiği geçici uzlaşmalar belki yaşanabilir.
*Kürdistanın müttefikleri:
Doğu, Güney-Kürdistan federasyonu ve Batı Kürdistan(Rojava)’nı müttefikleri ABD, bu gün Koalisyon Güçleri, AB-Batı, Demokratik hükümetler,İsrail, demokratik kamuoyu, halkları temsil eden demokratik ve özgürlükçü partilerdir.
Kuzey Kürdistan için normalde bu güçlerin olması gerekirken durum daha farklıdır.AB, ABD, demokratik hükümetler, dolayısıyla ağırlıklı bunlara dayanan kamuoyunun bir kısmı KCK’yi “terörist” olarak görmesi baştan destek verilmesine engeldir.
TC neden ısrarla PYD’yi “terörist” göstermek ve “terör listesine” aldırmak istiyordu. Çünkü biliyor ki Kuzeyde yaptığı gibi “terör” listesine aldırırsa verilecek devlet ve hükümet destekleri bitecektir. Ayrıca TC NATO üyesidir. ABD ve Batı TC ile olan ilişkilerinden dolayı, KCK’nin ABD ve Batı, İsrail ile ittifakları küçümseyici yaklaşımlarından dolayı bu diplamasi vb desteği sağlanamadı.
Başta KCK olmak üzere diğer Kürt partilerinin bu konu üzerinde durması son derece yararlı olur.
Kuzey Kürdistan’ın bir tarafa bırakırsak, diğer üç parça Kürdistan’ın müttefikleri aynıdır. Dostluk karşılıklı çıkar ilişkileri ve ortaklaşma temelinde bunlardan gelir.
Müttefikler bir ama Kürt partilerinin neden ittifak yapmadıklarını, bu parçalardaki Kürt partilerine sormak lazım..
Normalde bu üç yerde müttefikler aynı olduğu halde Kürt partileri kendi aralarında anlaşamıyorlar.
İşin bu yanı Kürt partilerinin sömürgeci “dostları” önemsemesinden geliyor.Aynı müttfikler Kürt partileri her parçada birlik olursa zaten hepsni destekleyeceklerdir.
Komşu sömürgeci”dostlar” tek partiye destekler, Kürt partilerinin birleşmesi değil birleşmemesi üzerine politika yürütürler. Çok şükür bizim partiler basit iktidar hesapları için bu tongaya düşerler.
*Kürdistan federasyonu:
KDP-YNK-Goran ve diğerleri Kürdistan’ın bağımsızlığı ve Irak ile iki devlet şeklinde konfederal bir yapı oluşturabilirler.
ABD ve Batı, AB vb Kürdistan’I tanıyacaklar güçler Kürtlerin birleşip bunu yapmasını bekliyorlar. Bunu yapamıyorlarsa sorunu dışarda aramıyacaklar. KCK vb Kürt güçlerini bu konuda gerekçe yapamazlar. Kürdistan federasyonu partileri, aydınları ve şahsiyetleri bu yönlü tavır koyarsa KCK hiç bir şey demiyecektir ve birşeyde yapmayacaktır. Tabanı bu girişimi destekleyecektir.
Ortak tavır ve ortak politika ve ortak akıl devreye koymalıdırlar. Bakın o zaman sonuçları mükkemmel olur.
KDP tek başına Türkiye ddostluğuna oynarsa bu Goran, YNK ve diğerlerini yaralar. Yine YNK ve Goran buna karşı Irak ve iran ile farklı cephedeki ilişkileri KDP’yi yaralar.
O zaman çözüm nedir?
Herbiri kendine “dost” değil, Kürdistan’a ortak dost ve müttefik kazandırmalıdır. Politikalarını ortaklaşttırmalıdır.
Geriye kalan herşeyi seçimler ve demokratik yollarla halletmelidir. Halka gitmelidir. Halk neyi onaylarsa onada saygılı olmalıdırlar.
KDP’nin Türk askerlerini Güneyin yeni yerlerine özellikle Şengal sınır hatlarına musamaha göstermesi onaylanamaz. KCK üzerine Türkiye ile hesap yapmak Kürdistan federasyonu geleceğini yaralayacağı kesindir.
Türkiye son MGK toplantısında Sincar-Şengal sınır hatlarına kaç askeri üs yerleştireceği kararına vardılar. Bu hem Şengal, Hem Rojava için tehlikeli bir girişimdir, onaylanamaz.
“Tek kapımız Türkiyedir” demek bir gerçek olsa bile bu ekonomi, ticari vb ilişkileri esas almalıdır. YNK ve Goran etkili olduğu yerlerde Süleymaniye ve Kerkük için “tek kapımız İran ve Irak’tır” diyebilirler. Demek sorun sadece tek kapı değildir. Devrede yürüyen iki kapı ticari ve ekonomik olarak daha vardır.
YNK’nin bir kısmı iran sevdasından KDP’de Türkiye sevdasından vazgeçmelidir. KCK buraya askeri müdahalelerden kaçınsın. Karşılıklı güç kullanımı devreden kalsırılsın.
Bu kafa ile bağımsızlığı sürüncemeye alıyorsunuz. Ben bağımsızlık ilanı ve adımlarını desteklerim. Goran bağımsılığa karşı değil, YNK’de bağımsızlığa karşı değil, hatta bir kesimi açık bağımsızlıktan yanadır. Güney halkı bağımsızlığın arkasında durur.
Şayet bağımsızlık adımları atmayacaksanız, oturun anlaşın ve Irak ile iki devletli konfederal bir sistem kurunuz. Şu Türkiye ve İran’ı yakanızdan düşürmüş olursunuz.
Rojava Kürdistanı:
Burada diğer parti çalışmaları KDP taraftarlarıda dahil hepsine çalışma ve örgütlenme özgürlüğü sağlanmalıdır. Ordu, ulusal ordu olarak bir olsun. Ordu bir partinin değil, ulusun kurumu düzeyine getirilsin. Türkiye ve Esad ilişkileri geri plana atılsın.
Kürdistan’ın müttefileri ve dostlarını esas alalım
Parçalar için saydığımız müttefik ve dost güçler Kürdistan’ın müttefikleridir. Partiler bunu esas aldığı oranda birbirleriyle ilişkileri sağlam olur.
Türkiye, İran, Suriye, Irak sömürgeciliği Kürdistan’ın düşmanlarıdır. Irak İki devletli dostluğa geliyorsa buna kapı açık tutulmalıdır.
Partiler düşmanlara ve müttefilklere göre politika belirler, stratejisinde buna yer verir ve taktik alana uygular.
KCK, KDP,Goran, YNK, PYD bu müttefiklik dost ve düşmanı Kürdistana göre ayarlamadıkları için kaç kez uyarı yemişlerdir.
Goran ve YNK İran konusunda uyarı aldılar.
PYD Esad konusunda uyarı almıştır.
KCK, İran konusunda uyarı almıştır.
KDP, Türkiye ile ilişkilerinde uyarı almıştır.
Uyarılar bir kez değil,, çeşitli konularda alınmıştır.
Bizimkiler “evet” demekle birlikte Ortadoğu politikacıları gibi basit iktidar kavgaları, “az olsun benim olsun” anlayışından dolayı huyları yani kötü alışkanlıklarını terketmiyorlar. Biraz duruyorlar ama ısrarla partinin “dostları”ndan vaz geçmiyorlar. İlişki seviyelerini gözden geçirmiyorlar.
Bu “dost” ilişkileri kesinlikle Kürdistan’a hizmet etmiyor. Bakınız dalaşma ve kavgalarında karşılıklı birbirlerine ithamlarda bulunuyorlar.
Düşmanlarımızla dostlukları kavga kılıfı altında bizlere ve Kürt halkına yutturmaya kalkıyorlar.
Parti farkı gözetmeksizin bu kirli “dostluk” ilişkilerine yatıp birbirlerine kılıç çekmeye kalkmaya dur demeliyiz.
Kuzey, hendek savaşı yanlışı ve TC’nin bu tuzağa çekerek şehirlerimizi yerle bir edilmesi ile kurban edildi. Dünya sessiz geçiştirdi. Birde “bağımsızlık” adına Kuzey kurban edilemez.
Unutmayınız; bu TC misak-I milli den vazgeçmiş değildir. Kürdistan federasyonunu kendisine katamaz, buna gücü yetmez ama buradaki petrolü bir biçimiyle denetleme savaşı veriyor. Bu tek başına az birşey değildir. İŞİF bağdat üzerine yürürken yoldan çevirip Kürdistab üzerine saldırtan bu TC değil miydi?
Türkiye ve İran’dan dost olmaz. Müttefik hele hiç olmaz.
Bazı Kürt patileri birbirlerini dost ve kardeş görmüyor!
Yazık çok yazık!
Ne diyelim: “dostlara selam olsun”!